responsive menu buton
MEME HASTALIKLARI

 


MEME HASTALIKLARINDA MERAK EDİLEN SORULAR VE CEVAPLARI

 

Bütün kadınların ortak fobilerinden en önemlisi olan meme kanserinde özellikle kadının memesinde duyduğu bir ağrı, gerilim, bir sertlik yada çevresinde herhangi bir kadının meme kanseri olduğunu öğrenmesiyle, başlayan bir araştırma fobisi şeklinde başlar.

Polikliniğe baş vuran memesinden şikayetçi yüz bin kadında ortalama 50
hastada kanser teşhisi konurken, diğer hastaların %70 inde görülen rahatsızlık (aberations of normal development and involution) denen normal memenin gelişmesi ve gelişen memenin hormonal uyarım azalmasıyla gerilemesi sonucu oluşan değişikliklerdir.
Bunları da genel olarak iyi huylu meme hastalıkları ( benign breast disease) olarak adlandırılır.

Meme hastaları doktora şu yakınmalarıyla baş vururlar,

- bir gün tesadüfen fark ettikleri meme içinde ağrısız bir şişlik,
- meme içinde fark ettikleri ağrılı bir şişlik,
- meme derisinde kızarma,
- sutyende sarı yeşil bazen kırmızı lekelenme şeklinde meme başında akıntı,
- adet görmesi öncesinde memesinde hissettigi agrı dolgunluk hissi,
- adet görsün görmesin her zaman memesinin tamamı yada bir bölümünde hissettigi agrı,
- bazen hiç bir şey yokken memesinde hissettigi elektrik çarpmış hissi yaratan agrı yada acıma,
- meme simetrisinin birden bozulmaya başlaması gibi sebeplerin yanı sıra,i
- komşusunda , annesinde , ablasında veya yakın akrabalarında meme kanseri tanısı konmasıyla oluşan korkunun yarattıgı araştırma istegi ile başvurur.

Yukarıdaki yakınmalarla gelen bir hastaya,
Öncelikle ne kadar meme kanser riski taşıdıgını belirlemek amaçlı sorularımızı yöneltiriz,

Bu sorular:
- şuan içinde yaşamakta oldugu yaşı,
- ilk adet gördügü yaşı,
- ilk canlı dogum yaptıgı (yada ilk 9 ay süreli hamilelik yaşadıgı) yaşı,
- birinci derece akrabalarında meme kanseri olanlar(anne , baba , kardeşler),
- daha önce memesinden herhangi bir nedenle biyopsi geçirip geçirmedigi
- ırkı sorularak
Bu saydıgımız sorulara verilen cevaplar 1989 yılında geliştirilen THE GAIL MODEL olarak adlandılan bir yöntemle skorlanır. Yöntemin uluslararası internet üzerinden herkesçe kontrolünün yapılabilmesini saglayan şu web sayfası kullanılmaktadır.(http://bcra.nci.nih.gov/brc.) buradan çıkan sonuç yüzde olarak şahsın normal bir insana göre nekadar meme kanseri geliştirme riski taşıdıgını bulmamızı saglar.

Meme kanserlerinin ;
- %65-70 i sporadik dedigimiz ailede ilk kez karşılaşılan vaka olarak gelir,
- %20-30 kadarında ailesinde meme kanseri bulunan hastalardır.
- %5-10 ise kalıtımsal meme kanseri hastasıdır .

The Gail Modeli ile yüksek riskli hastalara aşagıdaki genetik analizler uygulanır.

BRCA-1, BRCA-2, p53, STK11/LKB1, PTEN, MSH2/MLH1, ATM .

Bu testlerin sonucuna göre gelişmesi kesin olan meme kanserine karşı kesin önlemler
alınır.

Bu genel özetten sonra:

1_ Bir kadının meme hastalıgı tıbben nasıl yönetilmelidir?

Memesinde yumru olan kadında aksi ispat  edilene dek olay bir kansermiş muamelesi görmek zorundadır.

Memesinde  yumru ( şişlik, kitle, sertlik ) bulunan hastalarda , muayene bulguları ile doktorda kanser olabilir diye kanaat uyandıran bulgular:
- net sınır vermeyen,
- agrısız,
- çevre meme dokusuna yapışık,
- gögüs kafesine yapışık,
- meme derisine yapışık,
- meme derisinde deformasyon , çekinti yada portakal kabugu görünümü yapmış,
- iki meme başında asimetri oluşturmuş,
- meme başının birinde çökme deformasyon yapmış olan durumlar da standart incelemelerle vakit kaybedilmemlidir.

Bu durumdaki hastalara hemen
- Kontrastlı meme MR incelemesi ve
- MIBI teknigi ile Mamosintigrafi yapılıp burada da hadise kötü karekterli bulguları veriyorsa vakit geçirmeden ameliyata alınmalıdır.

Ameliyat sırasında kanser tanısı patolojik olarak kesinleştirilerek hastalıgın muayene bulgusuyla elde edilen derecelendirmesine uygun operasyon uygulanmalıdır.

2_ Memede her yumru kansermidir?

Hayır degildir, hatta memedeki yumruların %70 i uzman hekimleri bile gerçek yumruymuş gibi aldatabilen hormonal uyarım altındaki dokudaki degişmelerdir.
Ya da, iyi karekterli kistler, bagdokusu ve meme dokusu karışımı içeren iyi huylu tümörler önplandadır.

Peki nezaman memeyi muayene edelim?

Adet görülmeye başlandıgı ilk gün 1. gün sayılarak ideal muayene 3. 4. ve 5. günlerdir.
İncelenmesi gereken kan tetkikleri için kan alınması gerekli günlerde tercihan 3. gün olamak üzere 4. veya 5. günlerdir.
Ideal röntgen , Ultrasonografi ,  MR, Sintigrafi çalışmaları için 5. gün en uygun olarak tesbit edilmiştir.

3_ Memede her yumruyu ameliyatla alalımmı? Yada biyopsi yapalımmı?

Hayır, yukarıda açıkladıgım doktorda kanser olabilir düşüncesi yaratmayan kitleler önce muayene edip kitlesel özellikleri belirlenmeli,
Daha sonra memenin hangi kadranında oldugunu ve meme areolası dedigimiz esmer bölgeden kaç cm uzakta , hangi saat radyusunda bulundugu tarif edelmeli.

Sonra standart incelemeye alınmalı:

- 25 yaşını geçenlerde: Digital Mamografi + Meme Ultrason Incelemesi + Hormonal inceleme.
- 25 yaşın altında: Hormonal Inceleme + Meme ultrasonu ile incelenmelidir.

Bulgular basit bir kistse , kist igneyle boşaltıp takibe alınmalıdır.
Solid ancak kanser düşündürmeyen bir yapı ise yine igne ile parça alıp patolojik inceleme ile kanser olup olmadığı teyid edilmelidir.

Kanser olmasa dahi 2 cm çapa ulaşmış ve bunu geçmiş kitleleri operasyonla çıkartılmalıdır.

Hücre bulunmayan kistlerin igneyle boşaltılması yeterlidir.Nüks halinde hastayı muzdarip etmiyorsa ameliyata gerek yoktur.
Ancak ameliyat edilirse hatamıdır ? Hayır hata degildir.

Iyi huylu tümörler veya kistler kanser riski taşırmı? Kanser riskini artırır.
Pratik anlamda kanser riski taşımazlar.

Bunların içinde Atipik hiperplazi içerenlerinde bu risk %5 oranında artar.
İyi huylu tümörlerden kötü huyluya dönüşüm literatürde çok az sayıdada olsa rapor edilmiştir.

4_ Meme kanseri riskini azaltan ilaç varmı? Bu ilaçları nasıl, nekadar süre kullanmalıdır?

Tamoksifen ve Raloksifen olarak bilinen nonsteroid antiöstrojenik etki yapan ilaçlar
meme kanserinde yüksek risk taşıyan ( THE GAIL MODEL skorlamasına göre) kadınlara 5 yıl süreyle kontrollü olarak uygulanabilir. Meme kanser riskini %47 oranında azaltmaktadır.

5_ Memede 1cm den küçük iğne biyopsisi ile iyi huylu olarak belirlenen killeler ve kanser düşündürmeyen kistik oluşumlar ne sıklıkla kontrol edilmelidir ?

Memede iyi huylu hastalıklarda kontrol her 6 ayda bir olmak üzere yapılır.
Bir önceki incelemeye göre 2 katına çıkan her kitle önceki ince igne araştırma
sonucu ne olursa olsun eksizyonel biyopsi denen yöntemle tamamı çıkartılarak incelemeye alınır.

6_ Menapozda hormon kullanımı memekanseri yaparmı? Menopozda hormon tedavisinin hangi meme hastalıklarında uygulanması risklidir?

Menapozda hormon kullandığı için meme kanseri olmuş hiç bir hasta yoktur.
Menopozda genel jinekolojik araştırmayla beraber genel meme kontrolüde yapılarak, memede kanser yada kanser öncüsü olabilecek atipik hiperplazi, displazi,
carcinoma insitu gibi hastalıklar tesbit edilmediyse hormon replasmanı tedavisi güvenle kullanılabilir.

Memesinde
bahsedilen hastalıklar tesbit edilen hastalara hastalıgın cinsi , evresi , östrojen ve progesteron reseptörü içerigine göre hormon replasman tedavisi düzenlenir.

7_ Son olarak kendi kendine muayene nedir? ne zaman? nasıl yapılmalıdır? ne durumda
doktora başvurulmalıdır?

Adet bitip temizlenildigi gün ya da tercihan adetin 5. günü her kadın kendi memesini muayene etmelidir.
Sag memeyi muayene için karyolanın sag kenarına yatıp sag kolunu aşagı sarkıtarak sol elinin parmaklarıyla memesini gögüs kafesine sıkıştırarak dairevi hareketlerle bütün memesini kontrol etmelidir.
Anormal bir şişlik agrılı bir bölge meme başından akıntı gibi durumlar doktora baş vurma nedenidir.

Sol meme içinde aynı şeyi karyolanın sol tarafına yatıp sol kolunu karyoladan aşagı sarkıtarak sag eliyle memesini gögüs kafesinde sıkıştırarak hafif dairevi hareketlerle kontrol etmelidir.

8_ Hiçbir meme şikayeti olmayan bir bayana ilk kez detaylı meme muayene ve incelemesi ne zaman yapılmalıdır? Ne sıklıkla yapılmalıdır?
Hiç bir meme yakınması olmayan bir bayanın yaklaşık 36 yaşındayken, memesi önce fizik olarak muayene edilip , bir digital mamografisi + meme ultrasonu yapılarak
meme genel kontrolü yapılmalıdır.

Meme şikayeti olmadıgı sürece her 2 yılda bir bu inceleme 40 yaşına kadar devam etmelidir.
40-50 yaş arasında bu inceleme sıklıgı her yıl birkez olarak tekrarlanmalıdır.

MEMEDE AGRI

Genel anlamda mastalji olarak ifade ettigimiz bu agrılar sebepsel olarak pek çok nedene dayanır şöyleki:
- memede enfeksiyon,
- biryere çarpma (travma),
- ekzama türü veya başka sebeplere baglı memederisi hastalıklarına ikincil agrılı degişmeler
- gebelik , gebelik sonrası süt verme döneminde olagelen degişmeler ile
- ergenlik döneminin başında olagelen degişmeler sonucu agrıları bir kenara bırakırsak.

Doktora mememde agrı var diye gelen hastalarda esas sorun bunlar degildir. Bu hastalar genelde 15~45 yaş arası kadınlar olup dogurganlık çagındaki kadınlardır.En sık yakınmaları:
- memede dolgunluk,
- memede agrı,
- memede elektrik çarpmasını andıran bir kaç saniye süren bir his,
- memelere bazen sütyen takamıyacak kadar hassas hissetmesi,
- memede yanma hissi,
- bu yakınmalar her iki memede aynı anda olabildigi gibi sadece bir memede bazen de bir memenin degişik bölgelerinde olagelmektedir.
Bu agrılar esas olarak adet dönemlerini izleyen bizim siklik agrı dedigimiz periyodik karekterde olanlar ve adet görsün görmesin sürekli agrı şeklinde olanlar yada bizim non siklik agrı dedigimiz periyodik olmayan agrılar şeklindedir.

ÖNCELİKLE ;

Meme agrıları bir kanser belirtisimidir ?
Hayır degildir. Ancak Haagensen semptomatolojisinde şimşek çakar gibi arada bir olup
bir kaç saniye sürüp geçen agrıların %1 oranın da kanser semptomatolojisinde yer aldıgını yazmıştır.

Siklik (periyodik ) meme ağrıları adetler sırasında olagelen periyodik hormon degişimlerinin , meme dokusu üzerinde oluşturdugu fizik ve fizyolojik degişmelerin yarattıgı uyarımların bir algılama biçimidir.
Hormonal uyarım meme dokusunun her tarafında eşit olarak olmayabilir , bazen bir memenin bir bölümü daha çok hormonal uyarım alırken diger bölümleri daha az uyarım alıyor olabilir , bu da agrının memenin degişik zamanlarda degişik bölgelerinde algılanmasına neden olur.
 
Yapılan bilimsel araştırmalarda meme agrısının hangi  mekanizmayla oluştugu kesin anlaşılamamakla beraber siklik agrıların kadınların %70'inde mevcut oluşu bazı bilimadamlarının (Bland gibi) bu hissin olmaması anormal olabilir tarzı düşüncelerini ifade etmelerine neden olmuştur.

Kafein , nikotin , taze sebze ve meyveyle beslenmeme , diyette yeteri kadar tek dallı ve çok dallı doymamış yag asidi içeren yagların azlıgı yapılanaraştırmalarda meme agrısı etyolojisinde rol aldıgı tesbit edilenlerdendir.

Memesi agrıyan bir kadının tanısı ve tadavisi nasıl yönetilmelidir?

Öncelikle kapsamlı bir sorgulama ve kapsamlı bir fizik muayene ile memelerin her ikisindede kanser düşündürecek bir oluşum olup olmadıgı belirlenmelidir.
Kapsamlı bir hormon incelemesi yapılmalı , tercihan bu hormon çalışmaları birkaç periyotta
tekrarlanarak önceki ve sonraki çalışmalarda hormon sonuçları normal sınırlar içinde olsalar bile bir önceki veya daha öncekine göre göreceli nicelik farkı varmı belirlenmelidir. Özellikle prolaktin düzeyi ve TRH_Stimülasyonu sonucu 15. dk daki prolaktin düzey
belirlenerek degerlendirilmelidir.

Bu yapılan çalışmalarda muayene bulgularında hastalık belirtisi saptanmıyorsa Digital
Mamografi + Meme Ultrasonu araştırmaya ilave edilmelidir.

Meme Agrılarında Bulguların Yorumu :
Memede hissedilen şey;
dolgunluk , sertleşme , kısmi hassasiyet  ,özellikle 15~45 yaş kadınların %70'inde adet öncesinde tarif edilen bir bulgudur adete 1-2 gün kala başlayıp adet görmenin devamında 1-2 gün içinde gerileyen bu durum bir hastalık belirtisi degildir. Bu yakınmayla
gelen hastaların fizik muayene bulguları normalse ve standart araştırmaları normalse tedavi için ikna edici konuşmadan başka bir şeye gerek yoktur.

Memede hissedilen agrı bazen her nekadar adetlerden 1-2 gün önce başlayıp adetle ve sonrası 1-2 güniçinde gerileyip bitsede , bazen sütyen takmayı bile engelleyecek şiddette algılanır. Bu durmdada rutin muayene ve hormonçalışmalarında normal dışı bir şey  yoksa ikna edici konuşma yeterlidir.

Daha az gözlenmekle beraber agrının adetle ve herhangi bir durumla ilgisi olmaksızın sürekli tıbbi muayenede bile tepki gösterecek boyutlara varması durumunda , eger muayene ve araştırma bulgularında hastalık işaret edecek bulguya rastlanmamışsa , hastaya ikna edici anlatıma ilaveten , hormonal , yada non steroid antienflamatuarlar
yada reseptör bloku yapan ilaçların yanı sıra , psiyatrik konsültasyon sonucu tedavi genişletilir.